Sezaryen İle Doğum
Sezaryen vajinal yoldan yani normal doğumla doğması mümkün olmayan bebeklerin, karın ön duvarı ve rahme kesi yapılmak suretiyle doğurtulmasını sağlayan bir ameliyattır.
Kesi, bikini bölgesinin hemen üzerindeki karın bölgesine yaklaşık 10 cm çapıyla yapılır. Rahim açılır ve amnion sıvısı boşaltılarak bebek doğurtulur. Bebeğin ağzı ve burnu aspire edilerek sıvılardan temizlenir ve göbek kordonu klempe edilerek kesilir.
Sezaryen ameliyatı ne kadar sürer?
Sezaryen ameliyatı ortalama yarım saat (20-40 dakika) civarında süren bir ameliyattır. Annenin hazırlanması, anestezi işlemleri gibi nedenlerle giriş çıkış süresi daha uzun görünebilir ancak ameliyatın kendisi ortalama yarım saat kadar sürer. Ameliyat kadın hastalıkları ve doğum uzmanı (jinekolog) tarafından gerçekleştirilir; ameliyat sırasında anestezi uzmanı, anestezi teknisyeni ve ameliyat hemşiresinden oluşan bir ekip vardır.
Sezaryende ne tür anestezi verilebilir?
Sezaryen ameliyatlarında anestezi mutlaka uygulanmaktadır. Verilen anestezi hastanın tamamen uyuduğu genel anestezi olabileceği gibi, anne adayının sadece belden aşağısını uyuşturan spinal veya epidural anestezi de olabilir. Genel anestezi ilk planda çok fazla tercih edilmemelidir. Çünkü ameliyat esnasında bebeğe ilaçlar kan yoluyla geçeceği için bebekte doğum sonrası solunum sıkıntısı oluşabilmektedir. Aynı zamanda anneler ameliyattan çok ciddi bir ağrıyla uyandıkları için bebekleriyle ilk 24 saat keyifli anlar geçirememektedir. Dolayısıyla da aksi durum gerekmedikçe belden uyuşturma da denilen ”spinal ya da epidural” yöntemler tercih edilmelidir.
Spinal anestezide bele ince bir iğne ile girilerek ilaç verilir. Hasta yaklaşık 6 saat ağrı duymaz. Sonrasında enjeksiyonla verilen ağrı kesicilerle oluşan ağrıları kontrol edilir.
Epidural anestezide ise bele yine iğne ile girilir ancak belin içerisinde bir kateter bırakılır. Bu kateterden doğum sonrası ağrı oluşursa tekrar ek doz verilerek ağrısız dönem uzatılabilir.
Spinal veya epidural anestezi verilen anne adayları; ameliyat süresince dokunmaları hissederler ancak ağrı duymazlar. Bebeği karnından çıkar çıkmaz görebilirler, ağlamasını işitebilirler, hatta emzirebilirler. Ameliyat sonrasında daha iyi durumda olacakları için bebekleriyle daha güzel ilgilenebilirler.
Sezaryen ameliyatı nasıl yapılır?
Hasta ameliyathaneye alınır ve ilk olarak anestezi doktoru ile görüşme gerçekleşir. Anestezi uzmanı hastaya uygulanacak olan anestezi yöntemi hakkında bilgi verir. Hastanın cilt bölgesi steril ilaçlarla temizlenir ve hasta örtülür. Ameliyatların çoğunda olduğu gibi sezaryen ameliyatında da genellikle idrar sondası takılır, bu sonda ameliyattan birkaç saat sonra çıkartılır. Ameliyatta cilt, cilt altı, fasya (karın kaslarını örten sert kılıf), rahim katları tek tek kesilerek rahim içerisine ulaşılır. Rahim de kesildikten sonra görülen bebeğin su kesesi (amnion zarı) kesilerek su boşalırken bebek rahim dışına çıkarılır. Rahim, periton, fasya, cilt altı dokusu ve en son cilt katları olmak üzere tek tek dikilerek karın kapatılır. Cilt genellikle kendiliğinden eriyen dikişlerle estetik olarak dikilir, dışarıdan dikiş ipliği görülemez. Ancak hastanın durumuna göre farklı kapatma teknikleri de kullanılabilir.
Hangi durumlarda sezaryen yapılır? Ne zaman tercih edilir?
– Bebeğin başı ile doğum kanalı arasında uyumsuzluk varsa; baş doğum kanalından geçemeyecek kadar büyük veya doğum kanalı normalden daha dar ise normal doğum tercih edilmez.
– Hasta daha önce sezaryen veya rahimden ur alma (myomektomi) gibi ameliyatları geçirmişse, normal doğum sırasında eski ameliyat yerinden rahim yırtılabilir, bu durumlarda yine sezaryen doğum tercih edilir.
– Normalde başı önde gelen bebeğin, kol, omuz veya yüzü ile gelmesi halinde normal doğum imkansızdır.
– Makat önde olacak şekilde doğum kanalında ilerleyen bebeklerde doğum esnasında bebeğin hırpalanma ihtimali çok yüksek olduğundan genellikle sezaryen doğum tercih edilir.
– Plasentanın doğum kanalını kapatacak şekilde rahmin alt kısmına yerleşmesi (Plasenta Previa) halinde mutlaka sezaryen gerekir. Bu durum aşırı derecede kanama riski içeren son derece riskli bir durumdur.
– Plasentanın bebeğin doğumundan önce rahimden ayrılmasına dekolman plasenta denir, bu durumda bebek hayatı riske girdiğinden ve acilen sezaryen gerekir.
– Bebeğin doğum ağrıları sırasında kalp atışlarının bozulması halinde sezaryen gerekebilir.
– İkiz ve üçüz gibi çoğul gebeliklerde sezaryen ile doğum sık uygulanır.
– Doğum eyleminin normal seyrine göre aşırı uzaması, çok yavaş ilerlemesi sezaryen gerektiren bir durumdur.
– Annede aktif HSV (herpes-uçuk), HPV (siğil), HIV (Aids) enfeksiyonları varlığı yine sezaryen gerektirmektedir.
Erken doğumlarda ve günü geçen gebeliklerde sezaryen mi tercih edilir?
Erken doğum tehdidi olan veya herhangi bir sebeple erken doğuma karar verilen gebeliklerde sezaryen gerekeceği şeklinde bir kural yoktur, bu tür gebelikler normal doğumla da doğurtulabilirler.
Günü geçen gebeliklerde (gün aşımı) ise suni sancı ile doğum başlatılmaya çalışılarak ve normal doğum denenebilir, her zaman sezaryen şart değildir.
Sezaryenin riskleri:
Her ameliyatın olduğu gibi sezaryenin de bazı riskleri vardır. Bu riskler anestezi ile ilgili riskler olabileceği gibi ameliyat nedenli oluşabilecek bazı komplikasyonlar da olabilir.
Ameliyat sırasında çok nadiren yapışıklıklar nedeniyle karın içi organlarda (idrar torbası, idrar yolları, bağırsak) yaralanma olabilir. Aşırı kanama meydana gelebilir. Çok nadiren kanama ilaçlarla kontrol altına alınamazsa, hasta hayatını korumak adına rahmin tamamen alınması gerekebilir. Ameliyat sonrasında da kanama ve enfeksiyon gibi riskler devam etmektedir.
Annenin isteğine bağlı sezaryen yapılabilir mi?
Aslında bu sorunun pek çok etik, sosyal ve kanuni çelişkileri mevcuttur. Elbette her hasta kendi vücudunda söz sahibidir.
Ancak hasta kendi kendine sezaryen kararını verebilecek yeterli tıbbi donanımda mıdır?
Ya da hastanın doğum gibi hayatının en önemli olaylarından birini istemediği bir şekilde gerçekleştirmesi ne kadar doğrudur?
Eğer hasta kendi isteğiyle sezaryen kararı aldıktan sonra, ameliyat esnasında bir sorun çıkarsa, bunun sorumlusu doktor değil midir? Bu hususta bir de operasyonun mali yükü hesaba katılmalıdır. Günümüzde pek çok devlet hastanesinde isteğe bağlı sezaryen yapılmamaktadır.
Başlıktaki sorunun hala kesin bir cevabı olmadığı nettir. Bu noktada bir de terminoloji hatası olduğu aşikardır. Vajinal yolla doğuma ”normal” doğum demek artık o kadar yaygınlaşmıştır ki, sezaryen ile doğum otomatik olarak anormalmiş gibi anlaşılmaktadır. Bu durum hekim ve hasta açısından sıkıntılı durumlara yol açabilmektedir.
Elbette ki vajinal doğum anne ve bebek açısından daha tercih edilesidir ama tıbbi gerekçelerle sezaryen olan bir hasta için de normal olanın sezaryen ile doğum olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Her iki doğum şeklinin de kendine göre riskleri mevcuttur. Aslında dünyaya gözlerini yeni açmak üzere olan bebek ve anne için doğum şeklini belirlerken; sezaryenin veya normal doğumun avantaj ve dezavantajları beraber konuşularak doktor ve ailenin birlikte karar alması belki de en sağlıklısı olacaktır.
Sezaryen olanlar sonraki gebeliklerde normal doğum yapabilir mi?
Sezaryenle doğum yapan annelerin yaklaşık 2/3’ü başarılı bir şekilde sonradan vajinal doğum yapabilirler. Bununla beraber az da olsa vajinal doğum girişimlerinde rahimde yırtılma riski vardır. Bu risk anne ve bebek için tehlikeli olabilir. Bunun için sezaryen sonrası normal doğum planlanan gebelerde hastanın 7/24 hızlı bir şekilde sezaryene alınabileceği ortam sağlanmalıdır. Sezaryen sonrası normal doğum planlayan anne adayları hekimleriyle konuşarak işlemin artılarını eksilerini öğrenmelidir.
Sezaryenden sonra iyileşme:
Sezaryenden sonra hastanede yatış süresi 1–2 gün arasında değişir. İyileşme normal doğuma göre daha uzun sürede gerçekleşir. Genellikle anne 1-2 hafta içerisinde her işini görebilecek kadar rahat ve aktif hale gelir.
Sezaryenden sonra cinsel ilişki ne zaman başlayabilir?
Ameliyattan sonra genellikle 6 hafta ilişki yasağı konur. Bu dönem aslında loğusalık dönemi yani halk arasında “kırkının çıktığı” dönem olarak da adlandırılır. Loğusalık döneminde annenin vücudu derlenerek birçok açıdan doğum öncesindeki eski haline dönmektedir.